Maker Atölyeleri

Şu günlerde değişen müfredat ve yeniliçi eğitim politikaları ile kodlama çok popüler oldu. “Peki nedir bu kodlama” sorusunu bloğumuzda kısaca anlatmaya çalışmıştık.

Şimdi ise oldukça karıştırılan ve tam anlaşıldığını düşünmediğim bir konuya değinmek istiyorum. Nedir bu maker atölyeleri  ve ne işe yarar?

Öncelikle “maker” kelimesinin anlamından başlayalım. Maker,  ingilizcede kendisi birşeyler ortaya koyan, yapan, üreten kimselere deniyor. Tam türkçesi üretici ya da yapan kişi değil aslında, o yüzden yazımızda maalesef istemesem de ingilizce maker kelimesini orijinak dili ile kullanacağım. Biraz örnek vermek gerekirse  kendi tasarladığı bir cismi, bir tahtayı yontarak ortaya birşeyler çıkaran kişi de  ya da kendi dronunu kendi yapan kişi de maker olabilir. İşin en önemli tarafı aslında için de teknoloji olmasından ziyade için de sizin yaptığınız bir şey olması ve üretebilen kişi olmanız.

Gelelim maker kültürüne… “Maker Faire” yaratıcısı Dale Dougherty’nin  konuya olan bakış açısı, Maker Kültürü’nü daha iyi anlayabilmemizi sağlayacaktır.

“Maker ruhunun temelinde rekabet yerine paylaşım, para yerine yetenek, ezber bilgi yerine deneyim vardır. İnternette bulacağınız modellerle, 3 boyutlu yazıcılar yardımı ile eskiden haftalarca süren ve çok pahalıya mal olacak prototipleri, bugün çok hızlı ve ucuza yapabilirsiniz. Arduino, Littlebits benzeri elektronik devreler ve bileşenler sayesinde, detay bilgiye ihtiyaç duymadan, yapabilecekleriniz hayal gücünüz kadar sınırsız. Tek yapmanız gereken aklınızdan geçenleri bir arama motoruna yazmak!”

Maker Hareketi temel olarak Kendin Yap Kültürü (DIY Kültür) ile teknolojinin bir araya gelmesiyle oluşan bir akımdır. Temelinde “üretmek, paylaşmak ve deneyimlemek” yatmaktadır.

İşte maker atölyeleri çocuklara bu üçlüyü sunmak adına açılmıştır. Sadece bilgisayar başında çocuklara kodlama öğretmekten ziyade kodlamanın temel mantığını öğretip çocuklara karşılaştıkları her durumda uygulatmaya çalışır maker eğitmenleri. Çocuklara ezbere öğretmek yerine deneyimleyerek öğrenmelerini sağlar. En önemlisi üretmenin verdiği mutluluğu göremelerine yol gösterir eğitmenler.

Atölyelerin özel amaçları ise çocuklara 21. Yy becerilerini kazandırmaktır. “Nedir bu 21.yy becerileri?” adlı yazımızda bu becerilerden bahsetmiştik.

Atölyeler ve verilen eğitimle ilgili en çok karıştırılan ve yanlış anlaşılan  durum ise bu atölyelerin çocuklara sadece kodlama öğretmesi ve öğrenecekleri bu kodlama dilinin zaten büyüdüklerinde yeni versiyonları çıkacağından işe yaramaması. Fakat işin aslı maker atölyeleri teknik bir beceri kazandırmaktan ziyade bir yetkinlik,davranış ve bakış açısı kazandırmaya odaklanır. Kodlama sadece bu süreçte kullanılan araçlardan bir tanesidir.

En güzel örnek şu şekilde olabilir. Bir iş ilanı düşünün. İş ilanının sol tarafında işe alınacak kişinin teknik bilgisi ile ilgili istenilenler yazılır. Örneğin Python diline hakim olması, Autocad kullanması…. Vs. Sağ ısmında ise işe alınacak kişinin kişisel özelliklerinden bahsedilir. Problem çözme yeteneği, takım çalışmasına yatkınlığı, yaratıcı olması, iyi iletişim becerilerine sahip olması, özgüvenli olması, yeniliklere açık olması…. Vs.

Teknik bilgiyi şuan her kurumdan hatta evinizde oturduğunuz yerden sadece internete bağlanarak alabilirsiniz. Sol taraf, gelişen teknoloji ile sürekli değişecektir. Fakat sağ tarafta yazılan özellikler hangi işe başvurursanız başvurun aranan kriterler olarak kalacaktır.

İşte atölyede yapmaya çalıştığımız sağ tarafta yazan özellikleri, yetkinlikleri şimdiden çocuklara kazandırmaya çalışmak. Ama İşimiz kolay değil, haftanın bir günü sadece iki saat bu önemli süreç için yeterli değil. O yüzden bir Afrika atasözünün de dediği gibi “ Bir çocuk büyütmek için koca bir köy gerekir”. Atölyedeki eğitmenler o köyün fertlerinden sadece bir kaçıdır. Ve biz,  bize düşen kısmın en iyisini yapmak için elimizden gelenin en iyisini yapmak için çabalıyoruz.

 

Leave a Comment

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir